#Futbolun Uzak Gündemi

Serengeti düzlüklerinde gün doğumu Önce adını koyalım; türün adı homokutiemus. Kutiemuslar,  Serengeti'de yaşayan bir spor yazarı/yorumcusu türü. Binlerce yıllık evrim sürecine rağmen, değişmeden ortamda kalabilmeleriyle nonevrim bir tür olarak tanınıyorlar. Diğer taraftan tür, sadece Serengeti'de yaşaması ve bu anlayışla başka yerde yaşayamayacak olması sebebiyle endemik bir canlı türü olarak biliniyor. Gelin daha yakından bakalım kutiemus familyasına  (bilenler anlamıştır ama bilmeyenler için; kavram QTM'den geliyor).  Evet, kutiemuslar, Serengeti'de evrimi tamamlanmayan türler arasında kabul ediliyor. Halk dilinde spor programı denilen sürüler halinde yaşayan kutiemuslar, bir bakteri suşu gibi gittiği yerde konak yapısı kurabiliyor. Bu sayede bulunduğu medya organında yıllarca yaşayabilen kutiemuslar, gerçek bir spor yazarının/muhabirinin ortama girmesini engelleyerek, adeta bir kariyer bukalemunu gibi fark edilmeden ömrüne ömür katabiliyor. Evrimini

Kapak fotoğrafı düşünürken, teknik direktörlerin toplu bir cevabı olarak,  Mourinho'nun attığı bu tekmeyi koyayım dedim                (Jose sevinçten atmış bu tekmeyi ama olsun, pek parlak olmayan futbolculuğunda içinde kalmış belli ki)  Kim çıkacak, en doğrusu hangi dakikada yapmak, skora göre mi yapmak makbul yoksa oyun isteyince mi gibi türlü ikilemleriyle, futbolun kreşendo anlarından biri oyuncu değişiklikleri. Düşünün, oyunun ana materyali olan futbol topuna bile kimi zaman herkes aynı anda bakmazken (belki penaltı hariç?), değişiklik için kaldırılan tabela herkes için bir merak ve gerginlik konusu. Tabela kalktıktan sonra çıkan oyuncu ile giren oyuncu bir biçimde spor yazılarında anılır örneğin. Sanki o aksiyonun içinde olmayanlar oyuna hiç etki edememiş gibi, oyun bu düğüm üzerinden çözülmeye çalışılır. Kağıt üstünde bakınca, skor lehine olan taraf için bir stabilizasyon, aleyhine olan taraf için ise bir umut, yerine göre de bir kabustan uyanma aksiyonu, oyuncu

Halı doğu kültürlerinin Dünya mirasına armağan ettiği, kültürel ürünlerden biri malum. Pratik açıdan bakınca hayvancılıkla uğraşan insanın, yüne ulaşımının kolaylığı, halının zemine serilmesiyle bir anda mekanı kaplaması gibi işlevsel özellikleriyle medeniyetin ilk yıllardından itibaren vazgeçilemeyen bir yaşam nesnesi. Halının ilk ortaya çıkışının, konar-göçer insanın çadırda zemini halı ile kaplayıp soğuktan korunma motivasyonu olduğu düşünülürse, halı nesnesinin kafamızda "ev sıcaklığı" algısı ile aynı çekmecede durması oldukça anlaşılabilir bir durum, nesnenin etimolojisi açısından. Diğer yandan halının, bulunduğu devre göre, üzerindeki motiflerin o anki hayatın izdüşümünden oluşan motiflerle bezeli olması da halıyı kültürel kodlardan biri yapıyor. Her daim zeminde durması açısından, medeniyeti ilmek ilmek ören insanın, coğrafya ile mücadelesinde hep yanında olan, göçebe insana gittiği her yere "ilk günden" alışmasını sağlayan psikolojik işlevi,

Tribünde son dönemde gördüklerimden sonra bu yazıyı yazmak farz oldu. Yıllarca yerinde maç izlemiş, türlü olaylar görmüş, başarıda tarihe tanıklık, başarısızlıkta trajediye ortak olmuş biri olarak, tribüne gelen taraftarlara adap hatırlatması yapmak kaçınılmaz oldu benim açımdan. (Fenerbahçe tribününü, özelikle son dönemde, hayretler içinde izliyorum) Evet, bu yazı, eğer varsa "tribünün adab-ı muaşeret kuralları" kitabına önsöz yazma çabası. En temel konuları listeye almaya çalıştım, ama atladığım olursa altına ekleyebilirsiniz. Ben Fenerbahçe tribününde maç izlediğim için, gözlemlerim haliyle Fenerbahçe ile sınırlı. Başka takımların hem taraftar deseni hem de tribün anlayışı farklı olduğu için, herkes hitap eder mi bilemem zaten amacım bizim tribünün doğrusunu yazmak.. Zaman ayırıp, para verip, umut ve sevgi besleyip maça giden arkadaşım sözüm sana: Maça geliyorsan  hepi topu bu 10 maddeyi sindirerek gel ki takımına faydan dokunsun. 1-Ana İşin Takıma